16 Kasım 2011 Çarşamba

Dostum...dostum, dostum...

Ne güzellik, ne erdem, ne para...
Hiç bir kurala ve çıkara tabi olmayan tek ilişkidir,
gönüllü kardeşliktir dostluk. 

Dipten ve sürekli akan,
parıldayan ama göze girmek istemeyecek kadar mütevazi kalan...


Ortak olan...
Gece yarısı bile çekinmeden aradığın
Utanmadan sıkılmadan, yanında ağlanabilen
İçinden geldiği gibi sevip, paylaşabildiğin
Özveri olduğunu düşünmeden, verebildiğin
Kırılsan da, darılsan da, görmesen de içtenlikle iyiliğini istediğin
Hiçbir şey konuşmadan da, çok şey anlatabildiğin
"İyi ki varsın" derken, gözlerini yaşartan
Ortak geçmişin, cebinde biriktirdiklerin, zenginliğin
Uğrunda tehlikeye atıldığın
Mutluluğunu, başarısını görüp kıskanamadığın
Sevgililerin varlığıyla azalan paylaşıma rağmen, varlığını hissettiğin
Mutlak güven duyduğun
Sırdaşın, suç ortağın, işbirlikçin
Yanlış anlaşılmayacağını bildiğin
Yaşam serüvenine an be an şahit olduğun
Düşünce birliğini yaşadığın
Düşünce omzunda ağladığın
Yıllara dayalı ortak bir dil ve espri anlayışı geliştirdiğin
Derdine derman olmak için düşünmeksizin çabaladığın...

Aşka doymuş insan "dost" arar.
Bilir ki, en çok aşkı yaşamışken dosta ihtiyaç duyar.
Bilir ki, aşktan daha nadir bulunur "gerçek dost"
Onsuz ne rakının tadı olur, ne aşk acısının...
Dostun geçmişin, aşkınsa geleceğindir.
Cebinde dostunla biriktirdiklerini, aşkınla harcarsın ya!
Harcanmayacak olandır dost...


DOSTLUK

Biz haber etmeden haberimizi alırsın, 
yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin. 
Gözümüzün dilinden anlar, 
elimizin sırrını bilirsin. 
Namuslu bir kitap gibi güler, 
alnımızın terini silersin. 

O gider, bu gider, şu gider, 
dostluk, sen yanı başımızda kalırsın



Nazım Hikmet RAN


Çıkarken kapıyı kapatırsan sevinirim.

BY



1 yorum: